Edirne’de Osmanlı dönemine ait kokulu meyve sabunu üretimi devam ediyor
EDİRNE’de yaşayan Can Ürenli (66) ve Sermin Ürenli (59) çifti, Osmanlı döneminde 17’nci yüzyılın ortalarında geliştirilerek günümüze ulaşan ‘kokulu meyve sabunu’ üreticiliğini devam ettiriyor. Ata yadigarı ürünü, hem elle hem de kendi geliştirdikleri makine bandında üretebilen çift, Avrupa’nın çeşitli ülkeleriyle birlikte Amerika ve Hindistan gibi ülkelere de ihraç ediyor.
Edirne’de 17’nci yüzyılın ortalarında bazı evlerde hamur kıvamına getirilen, misk, amber ve gül kokularının karıştırılmasının ardından meyve şekli verilerek üretilen sabunlar, özel günlerde süs eşyası olarak alıcı buluyor. Kentte, halk eğitim merkezlerinde de özel kursların açıldığı meyve sabunu üreticiliği ise bazı ailelerin geçim kapısı haline geliyor. Meyve sabunu üretmeye 15 yıl önce kurdukları atölyede başlayan Can ve Sermin Ürenli çifti, aradan geçen süreçte kendilerini geliştirip kurdukları teknolojik altyapıyla seri üretime geçti. Hem elle hem de makineler yardımıyla meyve sabunu üreten çift, yurt içinin sıra yurt dışından da aldıkları taleplere yanıt veriyor.
‘TARİHSEL DOKUSUNU BOZMADAN ÜRETİYORUZ’
Meyve sabununun tüm Türkiye ve dünya çapından alıcı bulduğunu söyleyen Can Ürenli, “Bu Edirne’nin bir ürünü, Osmanlı’dan kalan bir ürün. Biz bunu geliştirdik, tarihsel dokusuna hiçbir zarar vermeden üretmeye devam ediyoruz. Süs eşyası olarak üretimimize devam ediyoruz. İşimizi severek yapıyoruz. Eşim de sanayicilikten geldiği için onun da bir geçmişi var. Benim de ticari geçmişimde böyle birtakım faaliyetlerin benzer şekillerini yaşadık, ürettik. Bu bize gurur veriyor. Edirne’miz ve ülkemiz için memnunuz” dedi.
‘ATA YADİGARI ÜRÜNÜ YAŞATMAYA ÇALIŞIYORUZ’
Bugüne kadar birçok ülkeden sipariş aldıklarını ve halen almaya devam ettiklerini ifade eden Ürenli, “Her ülkeden sipariş geliyor. Şu ana kadar resmi ihracatımız 300’e yakın var. 40’a yakın ülkeye ihracatımız var, devamlı çalışıyoruz. Bu ay Finlandiya var, Kosova ve Amerika var. Sadece Amerika da değil Singapur’da da müşterimiz var, Hindistan’da var. İlginç bir ürün, ilginç müşterilerle karşılaşıyoruz. Zevkli bir iş yapıyoruz. Ata yadigarı bu mesleği burada yaşatmaya çalışıp hem Türkiye içine hem de dünyaya gönderip tanıtımına yardımcı oluyoruz” diye konuştu.
‘TAMAMEN DOĞAL, BİTKİSEL SABUN KULLANIYORUZ’
Meyve sabunu üretimini kendi kendine öğrendiğini belirten Sermin Ürenli, “Farklı bakış açısıyla; ürünü boyama konusunda, adeti hızlı çıkarma konusunda, standardı yakalama konusunda kendimizden çok şey kattık. Kaliteyi iyi bir şekilde sunabilmek için kendi yöntemlerimizi kullanıyoruz. Tamamen doğal, bitkisel sabun kullanıyoruz. Bizim meyve sabunumuzu alan kişi, gıda boyasını suda eritip akıttığı zaman sabunu normal banyo sabunu olarak kullanabilecek kapasiteli bir ürünle çalışıyoruz” ifadelerini kullandı.
‘DÜNYAYA TANITMAK İÇİN GÜÇ SARF EDİYORUZ’
Meyve sabununun Edirne var olduğu sürece yaşayacak bir ürün olduğunu dile getiren Ürenli, “Edirne var olduğu sürece olacak bir ürün, şehrin olmazsa olmazı. Çok renkli bir ürün, Edirne için büyük bir katma değer aslında. Biz bunu dünyaya tanıtmak için de büyük bir güç sarf ediyoruz. Edirne var olduğu sürece meyve sabunu olmalı ve bizden sonra da devam etmeli diye düşünüyorum. Bir sürü ev hanımına da yardımcı oluyoruz. Evlere veriyoruz, evlerden geri toplanıp tekrardan biz tekrar işlem gördürüyoruz. Bir sürü aileye katma değer katıyoruz. Bu da tabii bize büyük bir gurur veriyor. Eşimle ben elimizden gelenin en iyisini yapmaya çalışıyoruz” diye konuştu.
‘HER AŞAMASINDA EŞİMLE İŞİN BAŞINDAYIZ’
Üretimin her aşamasında eşiyle birlikte işin başında olduklarını da kaydeden Şermin Ürenli, “Bunu paketlemesi ve özel ambalajı olsun her şeyiyle bire bir eşimle işin başındayız. Hiçbir şey aksamaması için, kötü bir puan almamak için uğraşıyoruz. Yani bunu en iyi şekilde sunmak için uğraşıyoruz. Edirne’ye bir hediye bu. Zaten bir meyveyi boyama aşamasında yedi kere elimize almamız gerekiyor. Paketlemesi de ayrı bir işlem. Bir karpuz için önce yeşilini boyuyorsunuz, sonra çekirdeğini yapıyorsunuz, sonra kırmızısını boyuyorsunuz, sonra tekrar cilaya giriyor. Yani bir ürün 5-6 kere ele alınıp işlem görmesi gerekiyor. Bu çok değerli bir ürün aslında” dedi.