Kireçlenme olarak da bilinen osteoartritin, kış aylarında soğuk havanın etkisiyle eklemlerdeki ağrıların şiddetini arttırdığı; Dizleri, kalçaları ve el eklemlerini etkileyen, sertlik, ağrı ve fonksiyon kaybına neden olan ciddi bir hastalıktır. Yağmur yağmadan ağrılarının arttığını söyleyen romatizma hastalarının söyledikleri aslında bilimsel temellere dayanmaktadır. İşte yağmurlu havalarda bacak ve romatizma ağrıları hakkında bilmeniz gerekenler!
YAĞMUR ÖNCESİ BACAK AĞRISININ SEBEPLERİ NELERDİR?
Uzmanlara göre nemli havalarda atmosferik basınç azalıyor, bu da eklem çevresindeki dokuların şişmesine neden oluyor. Özellikle havanın aniden değişip yağmura dönmesiyle ağrı hissi artar. Öte yandan kuru havalarda hava basıncı azaldıkça hasta eklemlerinde rahatlama hisseder. Bu durumu açıklayan en güzel örnek balondur. Balon etrafındaki basınç azaldığında balonun şiştiği gözlenir. Şişliğin sinir uçlarını etkileyerek ağrıyı arttırdığı bilinmektedir. Bu hava koşullarının en çok artrit, fibromiyalji, tendinit ve bursit gibi hastalıkları etkilediği belirtildi.
YAĞMUR ÖNCESİ BACAK AĞRISINA NE İYİ GELİR?
Kışın mevcut ağrıların artmasını önlemek için artritli eklemleri sıcak tutacak termal kıyafet ve eldiven kullanılması tavsiye edilir. Eklem ağrısı şikayeti olan hastaların bu hava koşullarında dışarıda çok fazla vakit geçirmek yerine evde antrenman yapmaları ve aktif kalmaları öneriliyor.
ROMATİZMA VE BACAK AĞRISININ BELİRTİLERİ
Genellikle eklem ve kas ağrıları ile kendini gösteren romatizma bacaklarda da aynı şekilde görülür. Sabahları eklem sertliğinin artması, bacakları hareket ettirirken ağrı ve bacak kaslarında güçsüzlük şikayetleri bu hastalıkta sıklıkla görülür.
Bacak romatizmasının genel belirtileri şunlardır:
-
Üşümeyle artan eklem ağrıları,
-
Kas Güçsüzlüğü,
-
Yürüme zorluğu,
-
Bacakları hareket ettirirken artan ağrı,
-
Eklemlerde sertlik.
ROMATİZMA VE BACAK AĞRISINA NELER iyi gelir?
Romatizmanın şeker hastalığı ve hipertansiyon gibi kronik bir hastalık olduğu ve bu nedenle tedavisinin belirli bir süre için değil ömür boyu olduğu bilinmektedir. Hastalığın şiddetine göre bazen daha az veya daha fazla ilaç uygulanması gerekebilmektedir.
Hastalığı tamamen ortadan kaldırmak mümkün olmasa da kontrol altına almak mümkündür. Bu nedenle planlı fizik tedavi çok önemlidir. Fizik tedavi, ana hareket sistemini ilgilendiren, ancak eklemleri ve yumuşak dokuları etkileyebilen tüm hastalıkların, vücut dışından uygulanan cihazlarla tedavi edilmesi yöntemidir. Fizik tedavi, hasarlı eklemlerin hareketliliğini yeniden kazanmasına yardımcı olur.
Fizyoterapistler fazla çaba gerektirmeyecek ve eklemlerin fonksiyon görmesini sağlayacak tedavi formüllerini önermektedir. Hastanın tamamen iyileşmesi mümkün olmasa da mevcut ağrının azaltılması, kasların gevşetilmesi, dolaşımın olumlu yönde etkilenmesi ve iltihabın gerilemesi ile başarılabilir.
